FARKLI DİLLERİN TWEETLERİ
SOSYO –KÜLTÜREL
BİR ANALİZ
Tayfun Genç
1.1.ENTEGRASYON NASIL
ÖLÇÜLÜYOR?
Dünya kentleri ezelden beri göçmenlerden
oluşan erime potaları oldu. Peki yeni gelenler San Francisco’nun Çin mahallesi
gibi etnik yerleşim yerlerinde mi toplanıyor? Yoksa kente dağılıp , yeni evlerine
tamamen karışıyorlar mı? Entegrasyonu takip etmek isteyen araştırmacılar , dil
gruplarını ve ait oldukları mahalleri tespit edebilmek için dünya çapında 50
kentten Twıtter verisi edindi; sonrasında da bulgularını kentlerin anadillerini
konuşan sakinleriyle karşılaştırdılar. Twıtter örüntülerini okuyan
araştırmacılar Londra’daki gibi etnik olarak çeşitli ve iyi uyum sağlamış
göçmen topluluklarının , araştırılan kentlerin yarısından azında bulunduğu
sonucuna vardılar. Veriler , geri kalan yerlerde göçmenlerin kendilerini
değişen düzeyde soyutladığını gösteriyor; aynı dili paylaşan göçmenler kentin
aynı bölgesinde bir araya geliyor. Gruplar , tweet’lerinde kullandıkları
dillere göre tespit edildi;Twitter kullanıcılarının yaşadıkları mahalleler ise
geceyi (22.00-08.00) genelde nerede geçirdiklerine göre belirlendi.
1.2.LONDRA ÖRNEĞİ
Londra’da birbirinden farklı 20 yüksek
düzeyde entegre olmuş dil veya dil grubu var; bu da söz konusu grupların kente
Londra’nın İngilizce konuşan sakinleri kadar yayılmış olduklarını gösteriyor.
Üç topluluk orta düzeyde uyum sağlamışken , orta düzeyde soyutlanmış bir grup
bulunmuyor. Belirli ve ayrı mahallerde yaşadıkları için yüksek düzeyde
soyutlanmış Kabul edilen bir dil grubu var; Arapça konuşanlar. Londra ,Twıtter’da
görülen en geniş dil yelpazesi içinde (24 dil) yüksek düzeyde entegrasyonla
dikkat çekiyor.
1.3.DİĞER KENTLER
Göçmenlerin en fazla entegre olduğu kentlerden
biri olan Berlin, araştırmada gözlenen en küçük yabancı dil grubu sayısına
sahip. Japonya , Nagoya yerel olmayan 10 dil grubu barındırıyor;bunlardan
beşini konuşanlar kentin çeşitli yerlerinde iyi entegre olmuş biçimde yaşıyor.
Dallas’ta bir Filipin dili olan Tagalogca’yı konuşanlar , kentin hem en küçük ,
hem de en fazla entegre olmuş topluluklarını oluşturmaktadır. Araştırmadaki dil
açısından en çeşitli kentlerden biri olmasına rağmen , kendi kendini soyutlama
düzeyinin en yüksek olduğu yer Toronto olarak karşımıza çıkmaktadır.
Twitter , insanların birbirleriyle sosyal olarak
iletişime geçtiği bir sosyal medya aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Twitter
son dönemde ülkemizde daha çok poltik ve siyasi olayların ön plana çıktığı bir
mecra haline gelmiştir. Günlük olarak ön plana çıkan olayların geçmiş olaylar
ile sentezlenerek bir eleştiri , sorgulayıcı ve aynı zamanda siyasi
mekanizmanın hesap verebilirliğini yeniden şekillendiren ve bunu yaparken
siyasi mekanizmanın meşruiyetini ifade
etme aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Twıtter’ın bu denli geniş kitlelere
hitap etmesi,toplum içerisndeki çok sesliliği arttırmış ve bir ülkenin
demografik yapısını hatta haritasını çıkarmıştır. Bu durum kitlelerin çok daha
kolay bir şekilde sorunlar etrafında birleşebilmesine ve hak arayışı
mücadelesine girmesine yol açmıştır. Sosyo- Kültürel anlamda birbirine iyi derecede entegre olmuş gruplar haklarını
demokratik anlamda aramayı başarırıken , düşük derecede entegre olmuş gruplar
ise sorunlar etrafında birleşerek bir hak arayışından
ziyade , seslerini sosyal medya araçlarına hapsetmişlerdir. İsterseniz biraz “Twitter”
kelimesinden yeni ve bağlantılı kelimeler türetelim. Bu Twitter’ı biraz daha
iyi anlamlandırmamıza yarayacak.
1-WRITER:
Writer İngilizce karşılığı , yazan veya yazmak anlamını çağrıştırır. Herhangi
bir konu üzerinde görüş belirtmek veya fikirlerini diğer insanlara “yazarak”
anlatmak , iletmek. Twitter’ın ana doğasında bu yer alıyor. Bu bizim sosyal bir
yazar yaptığı insanlar ile iletişimimizi yeniden ve “uzaktan” biçimlendiriyor.
Twitter insanlara yakın ve iyi bir entegrasyon süreci sunmuyor , aynı zamanda
kötü bir entegrasyon süreci de sunmuyor; bunu tamamen insanların kendisine ve
iletişim gücüne bırakıyor. Burada sadece “yazma” unsuru yer almaktadır.
2-T-WRITING
: Bu kavram Twitter’da retweet yaptığımızda oluşturduğumuz “yeniden aktarım
veya yazıyı yeniden paylaşma anlamına gelmektedir. Burada; okuma , görme ve
paylaşma olayları gerçeklerşiyor. İnsanların değer yargıları ve arzularını
yansıtan en önemli aşama olarak karşımıza çıkmaktadır. Görselliğin ve hareketli
unsurların , bazen yazılar bazen de olduğu gibi aktarılıp , diğer insanlar ile
paylaşma olayı.
3-T-WRITER:
T- writer , Twitter üzerinden tweet atma işlemini gerçekleştiren kimse . Yani
Twitter kullanıcısı , Twitter yazarı , Twittercı , Tweetçi … Tüm bu kavramlar
bizim aidiyetimizin birer “sosyal kimliğini” inşa etmektedir.
4-WEET
and MEET: Meet kavramı hatırlayacağınız üzere Google aracı olan Google Meet ‘den
gelmektedir. Sohbet ve konferanslarımızı gerçekleştirdiğimiz bir görüntülü
sosyal mecra . Twitter içerisinde yer alan (w, e, t, t ) harfleri ( m, e , e ,t ) harfleri ile “weet “ ve “meet”
kelimelerinin anlam bakımından aynı , fonksiyon bakımından ise farklı bir çağrışımı
doğurmaktadır. Meet ; görüntülü bir sohbet iken , Weet ; kavramı ise yazılı bir
sohbete ve etkileşime evrilmektedir.
SONUÇ:
Sosyal medya uygulamaları üzerinden girdiğimiz her etkileşim ve paylaşım bir
topluluğun kültürel , siyasi, demografik , ekonomik yaşam formlarını ortaya
koyarken farklı kültürlerin birbirleriyle kültürel bir etkileşime girerek , o
ülkenin demokrasi kalitesini belirlemekte ve sosyal etkileşim içerisinde
iletişimin düzeyini belirlemektedir. Siyasi ve ekonomik olarak kutuplaşmanın
yaratmış olduğu tahribatı gözler önüne sererek , siyasilere ve sivil toplum
kuruluşlarına önemli fırsatlar sunmaktadır. Sorunların gerçek anlamda veriye
dayalı bir biçimde çözmemize sahip olacak “Farklı dillerin tweetleri” adlı çalışma bireylerin ve toplumların
geleceğine ışık tutması bakımından önemli bir yere sahip olduğu gerçeğini göz
ardı etmememiz gerekmektedir. Bu durum kapitalist sermayenin , kitleler
üzerindeki kontrolünü yapıcı bir şekilde yeniden inşa etmesi için büyük bir
fırsat özelliğini barındırmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder