Ana içeriğe atla

KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN TOPLUMSAL AÇIDAN İNCELENMESİ

 KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN TOPLUMSAL AÇIDAN İNCELENMESİ                                                      

1.1   ŞİDDET

  Şiddet kavramı içerisinde birçok faktörü barındıran geniş bir kavramdır . Psikolojik şiddet , fiziksel şiddet , sosyokültürel ortamda kültürel ve etnik kimlik bağlamında ırkçılığı barındıran sözlü şiddet gibi çatışma ortamı yaratabilecek davranışlar olarak değerlendirebiliriz .Kadına yönelik şiddet kavramı tüm bu şiddet türlerinin en uç noktası diyebileceğimiz , tüm şiddet türlerinin bir araya geldiği kompleks bir olaydır.  Şiddet olayı gerçekleştiğinde bu sadece kadına yönelik olarak algılanmamalı , aynı zamanda toplumun tüm kesimini kapsayacak ve toplumun tüm kesimini etkileyecek bir olay olarak düşünülmelidir. Zira bir yerde kadına yönelik bir şiddet eğilimi varsa , mutlaka orada toplumun diğer kesimlerine yönelik bir saldırganlık hali artmış demektir. Çünkü kadına yönelik şiddet,  şiddetin en son nokta en tepe noktasıdır. Bu bağlamda ele almamız gereken en temel nokta toplum içerisinde yer alan şiddet ortamının , dozu ve artış oranlarıdır. Herhangi bir toplumda  hangi kesime yönelik olursa olsun artan şiddet oranları , kadına yönelik şiddet oranlarını da arttırmaktadır . Öncelikle şiddet olgusunun anlamalı ve şiddetin toplum üzerindeki yerini belirlememiz gerekmektedir . Şiddet ; başlı başına bir uyumsuzluk halidir ve bu uyumsuzluk halinin artmasına neden olan en önemli etkenlerin başında eğitim eksikliği gelmektedir . Kadın – erkek eşitliğinin önemini kavrayamamış olmak hatta bunu reddetmek , eğitimsel birtakım eksikliklerin barındırmış olduğu bir önyargı , bozuk bir kanıdır . İnsanlar belirli dönemler içerisinde eğitim – öğretim görmeye başlarlar . Bu eğitim – öğretimin birinci ve en önemli aşaması “AİLE” unsurudur . Aile içerisinde gelişen ahlaki ilkeler ve metotlar , çocuğun gelişiminde ve geleceğin fertlerini yetiştirmekte önemli rol oynamaktadır . Aile içerisinde oluşan bu yetiştirme anlayışının ilkokul çağından , üniversite çağına kadar devam ettiğini bilmekteyiz . Bir ülkedeki eğitim sisteminin buna cevap verememiş olmasının nedeni , toplumda yer alan ve biriken geleneksel değerler içerinde yozlaşmış , tekdüze bir hayat tarzı olduğunu bilmek zorundayız .

  Her toplumda uygun görülen ve dışlanan bazı değer yargıları vardır . Bu değer yargılarının başında “AHLAK “ unsuru yer alır. Geleneksel toplum yapısı etkin olan toplumlarda neyin doğru ve neyin yanlış olduğuna siz karar veremezsiniz . Karar mekanizması artık toplumun kendisi olmuştur . İşte şiddetin başladığı nokta tam olarak burasıdır . Burada karşımıza çıkan en önemli husus değer yargılarının sadece kökleşmiş ve yozlaşmış kurallar bütününden oluşmasıdır . Bu kurallar bütünü toplumun her kesimine aynı şekilde empoze ettirilerek ve dayatılarak oluşturmaya kalktığınızda işte o toplumda bir huzursuzluk hali ve bunalım meydana gelmiş olmaktadır . Bizim öncelikle bu önyargı ve kurallaşmış değer yargılarından kurtulmamız gerekmektedir. Bir toplumun geleceği , kendi hayat tarzının içerisinde barındırmış olduğu kurallardan ve prensiplerinden oluşur . Siz bu değerleri çağdaş ideallerle ve fikirlerle beslemezseniz , çağınızın gerinde kalır , medeni yaşama ayak uyduramazsınız . Bu durum diğer bir uyumsuzluk hali olarak karşımıza çıkmaktadır . Bir toplumdaki şiddet ortamının azaltılabilmesi elbette sağlanabilecek bir unsurdur lakin gerçek anlamda bir bütünlük içerisinde toplumun her kesimi kendisine düşen görevi layığıyla yerine getirdiği taktirde bu mümkün olabilmektedir . Her yaş grubundan ve her meslekten insanın bu bilince sahip olması ve en önemlisi siyasi iktidar ve sivil toplum kuruluşlarının tam bir bütünlük içerisinde hareket etmesi gerekmektedir . Bu durum bizim için en önemli birinci adım olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadınların toplum içerisindeki ekonomik refah bakımından konumu yükseltilmeli , kadınların ihtiyaçlarına yönelik cevaplar verilebilmeli ve en önemlisi mutlak suretle tüm kadınların hangi yaş grubundan olursa olsun yükseköğrenim hayatına teşvik edilebilmesi için elimizden geleni yapmalıyız . Bunun yanı sıra iş hayatına yönelik her daim öncelik kadınlara verilmeli , her meslek grubu içerisinde kadınların sayısı arttırılmalıdır . Ekonomik gücü elinde bulunduran her kadın toplumun en güçlü gruplarını oluşturmaktadır. Toplum içerisinde yalnızca erkeklerin iş hayatında olması , ekonomik eşitsizlikleri ve kadınlara yönelik baskıyı arttırmaktadır . Toplum içerinde denge unsurunun oluşabilmesi , kadın ve erkeğin eşit olduğunu , kadınların özgürce toplumun her kesimine girebileceğini ( Bir kadın kahvehaneye girebilir bunda hiçbir sakınca yoktur , bir kadın taksi şoförlüğü yapabilir … ) gibi örneklerin çoğaltılabilmesi ve topluma kabul ettirilmesi gerekmektedir .  Tüm bunların olabilmesi ve topluma empoze ettirilebilmesi için oldukça uzun bir yol olduğunu unutmamak gerekir . Bizler bu yolu doğru adımlar atarak ve en önemlisi eşitsizliği en aza indirmek için var gücümüzle çalışarak kısaltabiliriz .

  Yaşamız olduğumuz Türk toplumunda oluşan bu karamsarlık ve umutsuzluk halini anlamak istiyorsak şayet ,  geçmişteki olaylardan ders almalı onları iyi değerlendirmeli , düşünmeli ve küresel değerler etrafında birleşerek aklı selim bir şekilde hareket etmeli , siyasi mekanizmanın üstüne düşen görevlerini yerine getirmesi için her türlü demokratik araçları kullanmalıyız . Düşünce , Değişim , Demokratik Değerler  bizlere yol gösterecek, kilidi açabilecek en önemli anahtar kavramlardır . Kendimizi değiştirmek için düşünmeliyiz , olumlu bir değişim için demokratik ve hümanist değerleri benimsemeli , onları hayatımızın en önemli yapıtaşları haline getirmeliyiz .

      BAŞKA YOLUMUZ YOK!

 

 

                

Yorumlar

European Union Media Studies and Communication Media Studies.

HABER ÇERÇEVELEME | Gazetecilik

HABER ÇERÇEVELEME: KURAM VE TİPOLOJİ  Çerçeveleme kavramının potansiyeli iletişimsel süreçler üzerinde odaklanılmasında yatmaktadır. İletişim durağan olmaktan ziyade , çerçeve kurma ( çerçevelerin nasıl ortaya çıktığı) ve çerçeve belirleme ( medya çerçeveleri ve izleyici eğilimleri arasındaki karşılıklı etkileşim) unsurlarını da kapsayan dinamik bir süreçtir. (Entman,1993) Çerçevelerin; iletici, metin, alıcı ve kültürüde kapsayan çeşitli konumlara sahip olduğunu belirtmektedir. Bu bileşenler farklı aşamalardan oluşan ( Çerçeve kurma, Çerçeveleme belirleme, Çerçevenin bireysel ve toplumsal düzeydeki sonuçları) Çerçeveleme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. “Çerçeve kurma” haber çerçevelerin yapısal niteliklerini etkileyen faktörlere gönderme yapmaktadır. Çerçeve kurma süreci, gazeteciler ve seçkinler ile sosyal hareketler arasında ki sürekli etkileşim içerisinde yerini almaktadır. “Çerceve belirleme” medya çerçeveleri ile , bireylerin önceki bilgileri ve eğilimleri arasındaki etkil...

Uluslararası Üniversite Sıralamaları ve Türk Üniversitelerinin Durumu

Sıralamalarda Daha Çok Başarılı Olmak İçin Ne Yapmalıyız? Kaliteli üretim • Akademisyen başına üretim • Uluslararasılaşma– Öğrenci sayısı– Sanayi işbirliği • Mezunlarla iletişim…

AVRUPA PARLAMENTOSU VE KONSEY DİREKTİFİ (AB) 2024/1760 | AEA (Avrupa Ekonomik Alanı)

  Sınırda karbon düzenleme mekanizmasını tesis eden 10 Mayıs 2023 tarihli ve (AB) 2023/956 sayılı AVRUPA PARLAMENTOSU VE KONSEY TÜZÜĞÜ (AEA ile ilişkili metin)  Avrupa Birliği Antlaşması'nın (TEU) 2. Maddesinde belirtildiği gibi Birlik, Temel Şart'ta yer alan insan onuruna saygı, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı değerleri üzerine kurulmuştur. Avrupa Birliği'nin Hakları ("Şart"). Birliğin kendi oluşumuna ilham veren temel değerlerin yanı sıra insan haklarının evrenselliği ve bölünmezliği ile Birleşmiş Milletler (BM) Şartı ve uluslararası hukuk ilkelerine saygı, Birliğin uluslararası alanda eylemine rehberlik etmelidir. sahne. Bu eylem, gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir ekonomik, sosyal ve çevresel kalkınmasını teşvik etmeyi içerir.Küresel değer zincirleri ve özellikle kritik hammadde değer zincirleri, doğal veya insan yapımı tehlikelerin zararlı etkilerinden etkilenmektedir. Kritik değer zincirlerine yönelik risk ...